28 Mart 2018 Çarşamba

Bir Perizat Hikayesi




Nasıl olur Perizat, öyle birden bire çekip gitmek?
Sahil kasabasına son geldiğimde, güneşli tepelerde yoktun.
Yokluğunda, gökyüzü silik mavide şimdi.
Ama sen sabahın alaca karanlığında ansızın gider ve gelirdin.
Uzak yollardan döne yolcular gbi yorgun ve bitkin olurdun hep.

Çocuk düşlerimin masalsı rüyalarını süsleyen sensdin Perizat.
Annen baban da mı yoktu senin ne?
Sonunda bir de “evde kalmışa” çıkmıştı adın .
Ondan mıdır ne?
Şubatlarda müzmin yalnızlığınla şallarına bürür, sessizleşirdin birden.
Arkandan; “Solgun benizli kızın düşleri yaralı” derdi herkes.
Seninse aklında hep o hayırsızın vardı ya, boşver.

Gidişinle düşler yarım kaldı Perizat.
Sense bütün kasaba delikanlılarına küsüp gittin.
O gün bu gündür bir haber yok senden.
Sensiz buralarda tüm renkler manasını yitirdi bak.
Ama senin aklının gizli kuytularında kim vardı bilinmez?
Belki de düşünü kurduğun uzaklardaki hayırsız vardı?

Biz bütün çocuklar, bayram sabahlarında ilk sana koşardık .
Ve ilk senin şekerlemelerini yerdik beyaz ellerinden.
En tatlı şekerler senin, en cömert sendin.
Sense köşendeki koltuğuna çekilirdin.
Sonra ellerimizden tutar ve ıslak ıslak öperdin yanaklarımızı.
Çizgilenen yanaklarına incili yaşlar süzülürdü de için için ağladığı kimseler görmezdi.

Bilir misin Perizat?
Çocuk aklımla mutlu ol isterdim hep.
Kalmaya kıyamadığın kentlerde mutlu bir yuvanın kapılarını aralamanı isterdim.
Uzak yollardan dönüşlerin çok uzun bir hikaye...
Ama ne zamanı, ne de makanı yoktu sana uyanan düşlerin.

Rüzgârlar, kestane saçlarını nedenini anlayamadığım bir hüzünle savururdu Perizat.
Uzaklara öyle bir bakardı ki gözlerin, dağları deviren bir haykırışla sarsılırdı uzaklar?
Bilemezdim; o uzaklarda beklediğin körolası kimdi?
Belki de incinmiş, incitilmiş bir gençliğinin en günahsız baharlarındaydı yaşın.
Kim bilir?

Sen gidince buralardan sahil kasabasının tüm delikanlılarının gülüşleri yarım kaldı Perizat.
Ama bilesin ki benim de yüreğim yaralı ve gönlümün kaleleri yıkkın..!
Uzak şehirlere küskün şimdi tüm çiçekler.
Baharlarda güz vurgunu yemiş yüreğimizle dönemeyiz o günlere geri.

Ah elimden ne gelirdi Perizat.
Durup dururken aklıma geliverdin birden..
Ama sorma neden diye?
Tüm caddeler, sokaklar, denizler, güneşli tepeler, portakal bahçeleri sen…
Gittiğim tüm şehirlerdeki kadınlar sana benziyordu biraz.
Şubatlarda bütün geçkin kızlar senin hikayeni yazıyor olabilirdi.

Sen böyle değildin Perizat,
Gökyüzünün silik mavisinde kaybolurken akşamlar,
Belki de küflü sandıklarda saklıydı hiç söyleyemediklerin.
Ama bil ki bir türlü çözemediğim kördüğümdü adın.
Bütün allı tüllü düşler senindi.
Ah sana çağlamadan akıp giden zamanlara ne diyebiliirm?
Ne çaredir ayrılık bu saramam artık yaralı yüreğini.

Eskiden sen böyle değildin Perizat.
Nedense bir satırlık şiir yazmadan gittin?
Gittin ve efsunlu adınla bir aşk hikaysi kaldı ardında,
Gittin bayram sevinçleri yitip gitti çocukların,
Gittin ve düş bitti Perizat..

Hatice Elveren Peköz

----------------******-------------




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder