(Ayla Kutlu’ya) 17. Aralık. 1998
Elimde elma şekerlerim,
Bulutlara, mavi uçurtmalara
takılır gözlerim.
Kara kışta ayaza düşerken
yüreğim,
Çocukların gülüşlerinden gül
derlemeli,
Yalın ve hilesiz…
“Allı-güllü Fadine’nin
öyküsün yazmalı” derdi annem.
İsterse kimse sormamalı,
bilmemeli nedenini.
Bense zamanlı zamansız garip
bir düş gezginiydim.
Çocuk yürekli güvercin...
Yönümü, yolumu bilmiyordum.
İşim gücüm nasırlı yüreklere
sevgi tohumu ekip dikmek.
Çocukların hilesiz ellerinden
gül diker, gül büyütürüm.
Derken bir gün bir tatlı ses
seslendi ta uzaklardan.
O tatlı ses, ışıklı bir
yoldan geliyordu.
O sesin sahibi, Ayla
Kutlu’ydu
Aydınlığa giden yollarda gül
tohumu ekiyordu çocuklar için.
Bense ağır aksak düş
bahçelerinde dolanıyorum.
Ellerimizde pamuk şekerleri...
Meğerse o da yaşama hevesli
bir gül toplayıcısıymış.
Onun da işi gücü yüreklere
gül ekip gül derlemek.
Yüreği kutsal bir ışıktan
doğduğu belli...
Şairlerin duvaklardaki gülü
yazarken kalemi,
O güvercinler uçururmuş çocuk
yürekli…
Hatice Elveren Peköz
Ustamın dediği gibi; ben tüm
güzel kitapları, onları yaratan elleri öpüyormuşum gibi öpüp mutlu oluyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder